EKED Prosedürlerinde İkincil Enerji Kaynaklarını Tanımlama Hataları
- Baser İş sağlığı ve Güvenliği
- 8 Eki
- 5 dakikada okunur
İkincil Enerji Kaynakları Nedir?
EKED (Kilitleme/Etiketleme) prosedürlerinde “enerji izolasyonu” denildiğinde çoğu zaman akla yalnızca elektrik enerjisi gelir. Oysa endüstriyel tesislerde ikincil enerji kaynakları da en az elektrik kadar tehlikelidir ve doğru şekilde tanımlanmadığında ciddi kazalara yol açabilir.

İkincil enerji, doğrudan besleme hattından değil, sistemin içinde depolanan veya birikmiş enerjiden kaynaklanır. Bu enerjiler, ana enerji kaynağı kesildikten sonra bile sistem içinde kalabilir ve beklenmedik şekilde serbest kalabilir.
Başlıca İkincil Enerji Türleri
Basınçlı Enerji: Hava, gaz, buhar veya sıvı basıncıyla çalışan sistemlerde, hattın içinde kalan basınç çalışanlar için patlama veya püskürme riski oluşturur.
Mekanik Enerji: Yaylar, ağırlık sistemleri veya dönen parçalar enerji biriktirir. Beklenmedik şekilde serbest kaldığında ezilme, sıkışma ve çarpma kazalarına neden olabilir.
Termal Enerji: Fırınlar, buhar hatları ve ısıtma sistemleri enerji kesildikten sonra bile uzun süre yüksek sıcaklıkta kalır. Bu da yanık veya yangın riski taşır.
Kimyasal Enerji: Tanklar veya reaktörlerde depolanan kimyasallar, reaksiyon sonucu enerji açığa çıkarabilir. Yanlış izolasyon, patlama veya zehirlenme riski doğurur.
Yerçekimsel Enerji: Vinçler, asansör sistemleri ve kaldırma ekipmanları enerji kaynağından bağımsız olarak potansiyel enerji taşır.
Bu nedenle her bakım ve onarım öncesinde yalnızca ana enerji hattı değil, sistemin içinde kalabilecek tüm ikincil enerjiler de tanımlanmalı, tahliye edilmeli ve güvenli hale getirilmelidir.
Yanlış veya Eksik Tanımlamanın Yarattığı Tehlikeler
EKED prosedürlerinde yapılan en kritik hatalardan biri, enerji kaynağını tamamen devre dışı bıraktığını sanan çalışanların, sistemde kalan ikincil enerjiyi göz ardı etmesidir. Bu hata genellikle bilgi eksikliğinden veya sistemin karmaşıklığından kaynaklanır. Ancak sonuçları son derece ağır olabilir.
1. Beklenmedik Enerji Serbest Kalması
Birçok kazada, ana enerji kesildikten sonra sistemde sıkışan basınçlı hava, buhar ya da mekanik kuvvetin ani şekilde serbest kalması görülür. Bu durum, vana açan veya bağlantı parçasını söken çalışanın doğrudan yaralanmasına yol açar.
2. Yanlış Güvenlik Algısı
Enerji tamamen kapatıldı sanılan durumlarda çalışanlar güvenlik hissine kapılarak dikkat seviyesini düşürür. Ancak örneğin bir pnömatik sistemde hat içinde kalan 5 bar basınç bile ölümcül olabilir. Yanlış tanımlama, “güvende olduğunu sanan çalışanın” en büyük riskle karşılaşmasına neden olur.
3. Zincirleme Kazalar
Bir ikincil enerji kaynağı doğru izole edilmediğinde, bu yalnızca bir ekipmanı değil, bağlı tüm sistemleri etkiler. Örneğin bir hidrolik hattaki basınç, bağlantılı kaldırma ekipmanının aniden hareket etmesine yol açabilir.
4. Denetim Yetersizliği
Bazı işletmelerde enerji izolasyonu yalnızca elektrik panosunda kontrol edilir. Ancak NIOSH verilerine göre, iş kazalarının önemli bir kısmı “yalnızca ana enerji kesilmesine rağmen sistemde kalan ikincil enerjinin boşaltılmamasından” kaynaklanmaktadır
Bu hataların en temel nedeni, EKED planlarında yalnızca “görünür” enerji kaynaklarının yer almasıdır. Gerçek güvenlik, görünmeyen veya hissedilmeyen enerjilerin de hesaba katılmasıyla sağlanır.
EKED Prosedürlerinde Sık Yapılan Tanımlama Hataları
İkincil enerji kaynaklarının tanımlanmasında yapılan hatalar genellikle dikkat eksikliği, standart eksikliği ya da sistem karmaşıklığı gibi nedenlerden kaynaklanır. Bu hatalar, enerjinin tam olarak kontrol altına alınmasını engeller ve izolasyonun yalnızca “kısmi” kalmasına yol açar.
1. Yalnızca Elektrik Enerjisine Odaklanmak
Birçok işletmede EKED planları hazırlanırken enerji kaynağı olarak yalnızca elektrik panoları dikkate alınır. Oysa hidrolik, pnömatik veya mekanik enerjiler aynı sistemin parçası olabilir. Sadece elektrik hattını kesmek, diğer enerji türlerinin aktif kalmasına neden olur.
2. Yardımcı Sistemleri Göz Ardı Etmek
Bazı ikincil enerji kaynakları, ana sistemden bağımsız olarak çalışan yardımcı hatlarda bulunur. Örneğin bir kompresör hattı veya kondens tahliye sistemi ayrı bir enerji döngüsüne sahip olabilir. Bu hatlar tanımlanmadığında, bakım sırasında enerji yeniden devreye girebilir.
3. Görsel veya Fiziksel Tanımlama Eksikliği
Enerji izolasyon noktalarının net şekilde etiketlenmemesi, çalışanların doğru hattı tanımasını zorlaştırır. Özellikle çoklu vana sistemlerinde benzer görünümlü hatların karıştırılması, yanlış izolasyona neden olabilir.
4. Yazılı Prosedürlerin Güncellenmemesi
Tesislerde yapılan teknik değişiklikler (ek hatlar, yeni vanalar, yeni ekipmanlar) çoğu zaman mevcut EKED prosedürlerine yansıtılmaz. Güncel olmayan belgeler, çalışanların eksik enerji kaynağı bilgisiyle çalışmasına sebep olur.
5. Denetimlerin Yetersizliği
İkincil enerji kaynakları genellikle rutin denetimlerde kontrol edilmez. Ancak OSHA, yılda en az bir kez enerji kontrol prosedürlerinin gözden geçirilmesini ve özellikle ikincil enerji türlerinin test edilmesini şart koşar. Bu hataların ortak sonucu, enerjinin tamamen izole edildiği sanılırken aslında sistemde gizli enerji kalıntılarının bulunmasıdır. Bu da kazaların en sinsi ve öngörülmesi zor nedenlerinden biridir.
İkincil Enerjilerin Doğru Tanımlanması İçin En İyi Uygulamalar
İkincil enerji kaynaklarının doğru şekilde tanımlanması, etkili bir EKED sisteminin en kritik adımlarından biridir. Yanlış veya eksik tanımlama, sistemin enerji izolasyonu tamamlanmış görünse bile çalışma alanında hâlâ tehlike oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle, enerji kaynaklarını tam olarak belirlemek için çok adımlı ve sistematik bir yaklaşım izlenmelidir.
1. Enerji Haritalama ve Risk Analizi
İlk adım, tüm ekipman ve hatlarda bulunan enerji türlerinin detaylı biçimde haritalandırılmasıdır. Her enerji kaynağı (elektrik, basınç, hidrolik, mekanik, termal vb.) ayrı ayrı analiz edilmeli ve risk puanlaması yapılmalıdır. Bu çalışma yalnızca mühendisler tarafından değil, sahada çalışan operatörlerle birlikte yürütülmelidir.
2. Görsel Tanımlama ve Etiketleme
Her enerji kaynağı için açık, renk kodlu ve standart formatta etiketleme yapılmalıdır. Örneğin:
Elektrik kaynakları için sarı etiket,
Basınçlı hatlar için mavi etiket,
Termal enerji taşıyan sistemler için kırmızı etiket kullanılabilir.
Bu yöntem, çalışanların sahada enerji kaynaklarını hızla tanımasını sağlar ve yanlış izolasyon olasılığını azaltır.
3. Prosedürlerin Saha Gözlemleriyle Doğrulanması
Teorik olarak hazırlanan enerji kontrol planları mutlaka sahada test edilmelidir. Bu testler, “görülmeyen enerji kalıntılarını” tespit etmeye yardımcı olur. Örneğin bir basınç hattının gerçekten boşaldığı, manometre okumalarıyla doğrulanmalıdır.
4. Denetim Listeleri ve Periyodik Gözden Geçirme
OSHA 1910.147 standardına göre, enerji kontrol prosedürlerinin yılda en az bir kez gözden geçirilmesi gerekir. Denetim listelerinde özellikle şu sorulara yer verilmelidir:
Tüm enerji kaynakları tanımlandı mı?
Yardımcı sistemler (hidrolik, pnömatik, kondens) plana dahil edildi mi?
Etiketleme sahadaki duruma uygun mu?
Bu kontrollerin sonuçları kayıt altına alınmalı ve her revizyon sonrası çalışanlara yeniden bildirilmelidir.
5. Çalışan Katılımı ve Eğitim
Çalışanlar yalnızca kullanıcı değil, aynı zamanda enerji tanımlama sürecinin bir parçası olmalıdır. Operatörler ve bakım personeli, sistemde hangi enerjilerin bulunduğunu ve nasıl izole edileceğini birebir bilmelidir. Düzenli eğitimler ve sahada uygulamalı tatbikatlar, hataları minimize eder. WorkSafe Victoria raporlarında da bu konu şu şekilde vurgulanmıştır:
“Enerji kaynaklarının doğru tanımlanması, çalışan farkındalığı ve görsel iletişimle desteklendiğinde, izolasyon hatalarının %80’i önlenebilir.”
Bu uygulamaların düzenli ve disiplinli biçimde yürütülmesi, ikincil enerji kaynaklarının gözden kaçmasını engeller ve EKED sisteminin güvenilirliğini üst düzeye çıkarır.
Özet: Tüm Enerji Türlerini İzole Etmek, Gerçek Güvenliği Sağlar
EKED sistemlerinin temel amacı, tehlikeli enerjinin kontrol altına alınmasıdır. Ancak bu kontrol, yalnızca elektriksel kaynakları değil; basınçlı, mekanik, termal, kimyasal ve yerçekimsel enerjileri de kapsadığında tam anlamıyla güvenli hale gelir. İkincil enerji kaynaklarının doğru tanımlanmaması, işletmelerin en sık yaptığı hatalardan biridir ve çoğu zaman kazaların temel nedenini oluşturur.
Gerçek güvenlik, görünmeyen enerjileri de fark etmeyi gerektirir. Bu nedenle her bakım öncesinde yapılan izolasyon planları;
Enerji türlerinin tam listelenmesini,
Görsel ve yazılı uyarıların güncellenmesini,
Denetim ve doğrulama süreçlerinin kayıt altına alınmasını,
Çalışanların uygulamalı eğitimlerle desteklenmesini
kapsamalıdır.
OSHA 1910.147 standardı da bu konuda açık bir uyarıda bulunur:
“Bir enerji kaynağının kapatılması, sistemin tamamen güvenli hale geldiği anlamına gelmez. Tüm enerji biçimleri tanımlanmalı, izole edilmeli ve test edilmelidir.” (Kaynak: OSHA – Control of Hazardous Energy)
İkincil enerji kaynaklarını doğru tanımlamak yalnızca bir prosedür adımı değil, iş güvenliği kültürünün bir göstergesidir. Her enerji türünü görünür kılan ve çalışan farkındalığını artıran bir EKED sistemi, hem kazaları önler hem de güvenli üretim sürekliliğini sağlar.



Yorumlar